Eşekli Kütüphaneci

Ürgüplü Mustafa Güzelgöz kalkınmanın yolunun köylünün cehaletten kurtulmasından geçtiğine inanmış idealist bir kütüphanecidir. Görevinin kitap bekçiliği yapmak olmadığına inanan Güzelgöz önce bölgedeki kütüphane sayısını arttırmaya çalışmış. Sonra sırtlarında kitap sandığı taşıyan eşeklerle köy köy dolaşarak kütüphaneler ile ulaşamadığı köylülere kitap dağıtmıştır. Yaşadığı yıllarda yaptığı çalışmalarla çok ünlenmiş, çeşitli ödüller kazanmıştır. Askeri yönetim döneminde emekli edildiyse de hiç unutulmamış, hayatı sona erene kadar onur ödülleri, fahri profesörlükler ile hatırlanmıştır. 1990 yılında tüm Türkiye'de ödünç verilen kitap sayısının üçtebirini 1961 yılında Güzelgöz sadece Ürgüp köylerine dağıtmıştır. Mustafa Güzelgöz romancı Fakir Baykurt'un 3 Ürgüp hikayesinden oluşan Eşekli Kütüphaneci kitabına da konu olmuştur.

Mustafa Güzelgöz Biyografisi
Eşekle Gelen Aydınlık Kitabı

Kapadokya da Eğlence

Kapadokya da gece birçok eğlence alternatifi vardır. Klasik disko, bar tarzı yerlerin dışında özellikle kaya-restoran tarzı yerler güzel bir gece geçirmeniz için kaliteli programlar sunlar. Kaya restoranlar bölge tarzını yansıtan, kaya içine oyulmuş yerlerdir. Bölgede birçok Kaya Restoran tarzı mekan var. Genellikle sundukları programları ve yiyecek menüleri birbirlerine çok benzer. Eğlence genellikle Türk Gecesi formatındadır. Halkoyunları, semah gösterisi, oryantal, gibi gösteriler sunulur. Tercihe göre limitsiz yeme içme veya yemeksiz sadece limitsiz içki, meze, meyve gibi seçenekleri vardır. Yemekler meze olarak başlar, saat ilerledikçe köfte, börek, gibi yiyecekler servis yapılır. Ana yemek ise kuzu eti ve pilavdır. Eğlence ve yeme içme çok benzer olduğu için yer seçimi yapılırken öncelikle gidilecek mekanın genişliği, havalandırması ve rutubeti gibi hususlarda bilgi almakta fayda var.

Fotoğrafları bu bayram tatilinde Karakuş Restoranda çektim. Karakuş Ürgüp Mustafapaşa yolu üzerinde hemen Ürgüp çıkışında. Bölgede çok tercih edilen ve programı kaliteli bir yer.

Program semah gösterisi ile başlıyor. Semah gösterisi sırasında içki içmek, yemek yemek, konuşmak, fotoğraf çekmek yasak. Bunun nedeni gösterinin geleneğe uygun tasavvuf müziği eşliğinde yapılması. Asıl gösteri tamamlandıktan sonra fotoğraf çekilmesi için kısa bir gösteri daha yapıyorlar.


Halk oyunları ekibi gece boyunca çeşitli yörelerden birçok halkoyunu gösterisi sunuyor. Hepsi de kaliteli ve eğlenceli gösteriler. Burada ilginç bir sahne dizaynı var. Gösteriler sırasında sahne 70, 80 cm kadar yükseliyor ve herkes gösterileri rahatça izleyebiliyor. Halkoyunlarından sonra oryantal ve ateş dansı gösterileri vardı ama ortam ve ışıklandırma müsait olmadığı için fotoğraf çekemedim.


Mekan çok kalabalık. Boş bir sandalye dahi yok ve yerler neredeyse 1 hafta önceden rezerve edilmiş. Biz eşi dostu araya sokarak zar zor yer bulabildik.

Gecenin sonuna doğru mekan disko ortamına dönüşüyor ve Türkçe-pop müzikler eşliğinde dans faslı başlıyor.

Karakuş restoranı programlarının güzelliği ve yemeklerin kalitesi açısından çok beğendim. Özellikle limitsiz içki servisi yapılan yerlerde görmeye alışık olmadığım şekilde içeceklerin orjinal bilyalı şişesinde hiç açılmamış halde servis yapılması dikkatimi çekti. Bir tek şarap alışılagelmiş şekilde testiyle servis yapılıyor. Onun haricinde diğer alkollü ve alkolsüz içkiler şişesiyle servis ediliyor. Mekanın tek eksisi gece sonuna doğru ortamın aşırı sigara dumanı olmasıydı. Zaten kaya içine oyulmuş restoranların tümünde benzer sorunlar yaşanıyor. Kapadokyada geçirdiğiniz enfes günü eğlenceli bir gece ile noktalamak isterseniz Karakuş restoran iyi bir alternatif olacaktır.

Peri Bacasının İçinde Ne Var?

Önceki yazılarımda Kapadokya'nın sadece doğal bir oluşum olmadığından bahsetmiştim. Kapadokya'yı özel ve ilginç kılan çok eski zamanlarda yaşamış toplulukların bölgede bıraktığı izlerdir. Bölgedeki vadilerin doğal bir barınma ortamı oluşturması ve bölge kayasının kolaylıkla oyulabilir yapısı o tarihlerde yaşayan insanlar için ideal bir yaşam ortamı haline dönüşmüş. İnsanlar burada kiliseler, yemek salonları, şaraphaneler gibi alanlar oluşturmuş. Bu konuda en değerli yerlerden birisi Göreme açıkhava müzesidir.



Doğal oluşumlar insanlar tarafından yaşam alanları haline getirilmiş ve yüzyıllar boyunca kullanılmış. Özellikle hıristiyanlığın merkezlerinden biri olması nedeniyle bölgede birçok kilise bulunur. Bazı kiliseler günümüze kadar çok iyi korunmuştur. Göreme açıkhava müzesinde mağarlar içinde gezerken birden karşınıza şöyle bir sahne çıkması muhtemeldir.



Sağdaki fotoğrafı bu bayram tatilinde çektim. Müze içindeki Karanlık Kilise'nin tavanı. Çizimlere zarar verdiği için flaş patlatmanın yasak olması, yanımda da tripod olmaması nedeniye az fotoğraf çekebildim ama kilisenin tavanı ve duvarları bu tür çizimlerle dolu. Bizelere sanatsal güzelliği haricinde pek bir anlam ifade etmiyor ama duvarlardaki tasfirlerin anlattığı hikaye neyse turistler duygulu gözlerle uzun uzun inceliyorlar.

İçinden Kızılırmak geçmesi ve ideal bir yaşam alanı olması nedeniye Kapadokya eski tarihlerde bir cazibe merkezi haline gelmiş olsa gerek. O tarihte yaşayanlar ya nüfus artışından ya da büyük savunma ihtiyacından dolayı yerüstü ile yetinmemiş, yeraltına da dev şehirler kurmuşlar. Bu yeraltı şehirleri çok derinde olmasına rağmen havalandırma sisteminin mükemmelliği ile özellikle dikkat çeker.



Şekil yeraltı şehirlerinin planlamasını gösterir. Yeraltı şehirlerine dışarıdan çok az giriş vardır ve tekerlek şeklindeki taş kapılarla girişler kapatıldığında dışarıdan giriş imkansız hale gelir.



Yeraltındaki yaşamı gösteren bu resim çok sevdiğim yeraltı şehri tasvirlerinden biridir. Yeraltı şehirlerini deneyimli rehberler eşliğinde gezerseniz oradaki yaşam tümüyle gözünüzde canlanıyor ve insanların toplandığı, uyuduğu, yemek yediği yerleri daha iyi anlayabiliyorsunuz. Bölgede bilinen 4-5 tane büyük yeraltı şehri var ama daha fazlasının olduğunu küçüklüğümüzden beri büyüklerimiz anlatır.

Yeraltı şehirleri ile ilgili detaylı bilgiler
Yeraltı şehirlerinin tarihçesi
Bölgedeki Kiliseler

Zelve'de Işık Gösterisi

Amcamdan aldığım istihbarat ile hemen eşimle arabaya atlayıp Zelve'ye uçtuk. Özel bir grup için Zelve'nin Paşabağı adı verilen bölgesinde müthiş bir ses ve ışık gösterisi düzenlenmiş. Şans bu ya makine, tripod yanımda her tür donanım var. Gittiğimizde hava henüz kararmak üzereydi ve ekip hummalı bir çalışma içerisindeydi. Fotoğraf çekmek için izin almak maksadıyla yetkili birisini aradık ve 3-5 kişiyle görüştükten sonra gösterinin sahibine ulaştık. Çok ters bir adam. Sanki Paşabağının paşası. Adamcağız gösterinin bütün stresini sayemde üzerinden attı. "Milyon dolar ödeseniz böyle birşey göremezsiniz" falan filan dedi :) Sonuçta Kapadokya'nın tanıtımı için çalışıyoruz ve bu iyi bir çalışma olacaktı. Neyse alanın dışından biraz uzak bir noktadan fotoğraf çekmeye karar verdim.


Kendime uygun biryer bulduğumda hazırlıklar bu aşamadaydı. Gerekli teçhizatlar yerleştirilmiş, herkes telaşla ordan oraya koşuşturuyordu. Karanlıkta ve soğuk havada 1 saat kadar grubun gelmesini bekledik. Neyse bir süre sonra grup geldi ve gösteri müzik eşliğinde başladı.


Gerçekten enfes bir gösteri idi. Zelve bütün güzelliklerini gösterdi. Bir ara kendimi görüntüye kaptırıp fotoğraf çekmeyi bile unuttum. Ekip biraz daha kibar olabilseydi eminim çok daha güzel görüntüler çekebilirdim. Emeği geçen herkesi tebrik ederim.

Fotoğrafların devamı için buraya tıklayın.

Nihat Tandoğan

Havasından mıdır suyundan mı bilinmez Avanos'ta herkes kıyısından köşesinden sanatın her türüne meraklıdır. Bazı Avanoslular ise yeteneği ve sanatçılığı ile adını Türkiye'ye ve Avrupa'ya duyurmuştur. Ülkemizin önemli ressamlarından Nihat Tandoğan Avanos'ta doğmuş ve büyümüştür. Biyografisi ve eserleri ilgili bilgilerden önce kensiyle ilgili bir anımı anlatmak istiyorum. Nihat Amcamı küçüklüğümden beri öz amcam bilirim ama aslen annemin amcasıdır. Çocukken babamlarla her yaz tatilinde Avanos'a gider, ingilizcemi geliştirmek için Ferit amcamın pansiyonunda ona yardım ederdim. Birgün Nihat Amcam, Ferit Amcamı ziyarete pansiyona geldi. Ben de o sıralarda fotoğraf çekmeye çok meraklıyım, Nihat amcamdan fotoğraf makinesi nasıl kullanılır onu öğreniyorum. Kendisinin bu özelliği pek bilinmez ama Nihat amcam usta bir fotoğrafçıdır. Tam enstantene, ışık, diyafram derslerimi öğrenirken pansiyona bir Alman grubu geldi. Hemen yerimden kalkıp anahtarlarını dağıtmak için resepsiyona geçtim. Anahtarları dağıtırken Alman turistlerden birisi yanıma gelip Nihat amcamı işaret etti ve kendisinin ressam olup olmadığını sordu. Kendisini Almanya'dan tanıdığını ve resimlerini çok beğendiğini söylememi istedi. Çocuk aklımla bir Alman turistin Nihat amcamı tanımasına çok şaşırmıştım. Bu anı sanatın evrensel dilini ve gücünü anlamamda bana iyi bir ders olmuştu. O günden beri ülkemizin tanıtımını en iyi sanatçıların yapabileceği fikrini savunmuşumdur.



Biyografisi ve Eserleri
Kendisiyle yapılmış bir söyleşi

Selahattin Küçükdağ

Avanos'ta yetişmiş saz ustası halk ozanı. Anadolu Bülbülü Avanoslu Selahattin olarak da bilinir. Gerçek ismi Selahattin Ercan'dır. Türküleri ve plakları ile yaşadığı dönemde halkın sevgilisi olmuştur.

Biyografisi ve eserleri ile bilgiler.

Gökteki yıldızın ucu terazi
Poyrazları kaldı geçti birazı
Bize miydi bu feleğin garazı
Felek beni taşa çaldı neyleyim
Gökteki yıldızı fener mi sandın
Sevip ayrılmayı hüner mi sandın
Beni bu sevdadan döner mi sandın
Felek beni taşa çaldı neyleyim

Bir çorap başladım başlı başına
Felek agu kattı tatlı aşıma
Yedi sene düştüm yarın peşine
Felek beni taşa çaldı neyleyim
Selahattin Küçükdağ

Position Uçhisar

Kapadokya'da yurtdışından turist olarak gelip, geri memleketine dönemeyen birçok yabancı hemşerimiz yaşar. Almut Wegner de Kapadokya'nın büyüsüne kapılanlardan biri. Uçhisar'ın Güvercinlik vadisine bakan yüzünde birkaç eski evi restore ederek Position Uçhisar adını vermiş. Resim ve Rejisörlük başta olmak üzere birçok sanat dalı ile iç içe yaşam sürüyor. Zaman zaman Türkiye'nin çeşitli yerlerinde sergiler açıyor, projelerini gerçekleştiriyor.